09.10.2010 – Cumartesi
Kamu Emekçileri Cephesi’nden öğretmenler nöbette sabahlamıştı. Bu sabah, çadırdan çıkınca pankartların rüzgardan koptuğunu gördüm. Öğretmenlere söyler söylemez, yağmur çamur demeden pankart bağlamaya çıktılar ve bağladılar.
İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Faik Başaran ve eşi kışlık bot hediye ettiler.
Eski işçiler şöyle der: “Biz sınıf bilincini, işçi olmanın ne demek olduğunu öğrencilerden öğrendik. Onlar bize direnişlerde, grevlerde yardım eder, yol gösterirdi.” Öğrencileri görünce bunları paylaştım onlarla. Onlar: “Bizler ’80 sonrası kuşağız. Bizlere büyüklerimiz, sakın bir şeye karışma, yalnızca sınıfını geç, bir şeyi eleştirme, diyerek büyüttü bizi. Dejenere olan bir kuşağı aşmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince olumsuzluklara karşı durmaya çalışıyoruz”, dediler. Ziyaret öncesi bildiri hazırlayıp çağrı yapmışlar. Bu katılımı sağlamak için Kadıköy ve İskele’de dağıtmışlar. Öğrencilerin o heyecanını ve azmini görünce umutlandım…
İşte bu, bu ülkede her şey bitmiş diyenlere bir örnek. Bitmez bu halkın dayanışması, doğruyu yapmak gerekiyor ve yol göstermek gerekiyor.
Telefon hiç susmadı. Sürekli arandım. Ankara’dan arayan Alem FM dinleyicisi “Termosun kırılmış termos gönderiyorum.” diye aradı.
Direnişi Taksim’de TAYAD’ın masasında öğrenen bir kız öğrenci aradı.
İskoçya’dan aradılar direnişi kutlamak için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder