Direnişimin 36. Günü 2010.08.15
İşverenin Ağlama Duvarı olur...
14 Ağustos 2010
Direnişin 36. günü… Değişen bir şey yok, ortalık sakin, direniş çadırı yerinde. Direnişçi yerinde her gün. Değişen çadırın kazanımları... zaman geçtikçe kök salıyoruz. Bugün şunu düşündüm; işe geri döndüğümde bu çadırın yeri benim için ne ifade eder? Bahçeye her çıkışımda çadırın yerinde otururum, orada geçirdiğim günleri ve anıları tekrar tekrar yaşarım herhalde, diye düşündüm. Ya da orayı bir anıta, zafer anıtına dönüştürürüz. Evim ve işim kadar değerli burası çadırımın ve pankartlarımın olduğu alan. Zafer sonrası burayı işçilerin onur alanı, işverenin de ağlama duvarı yaparız. En iyisi son yazdığım işverenin ağlama duvarı olsun direniş çadırının yeri.
Ziyaretçilerim sürekli geliyor. Bugün Devrimci Duruş buradaydı. Öğlen saatlerinde sıcağın en fazla olduğu saatte buradaydılar. Giderken "Türkan Albayrak Yalnız Değildir" sloganını atarak gittiler. Hastaneyi bir kez daha, onlar da pencerelere çıkardılar.
Daha sonra Esenyurt Birlik Platformu üyeleri; Esenyurt Tokatlılar Derneği başkanı, Esenyurt Dersimliler Derneği başkanı, Esenyurt Erzincanlılar Derneği üyesi arkadaşlar geldiler. Tekrar toplu bir şekilde geleceklerini söyleyip çok kısa oturdular. Üç buçuk saatleri yolda geçmiş. Yetişmeleri gereken bir toplantı olduğu için erken kalktılar.
Akşam oluyor ramazan pidesi alalım diyoruz buradaki dostlarla birlikte. Bir de tulum peyniri ve domates… Ne yiyeceğimizi düşünürken iki kişinin merakla panomuzu incelediklerini görüyoruz. Bakındılar epeyce, Kocaeli'nden geldiklerini söylediler. Özellikle direniş çadırını görmeye gelmişler. İmza defterindeki kişilerin hangi meslekten olduğunu bile incelediler. Bayan olan doktormuş. İsmini yazmamı istemeyebilir diye yazmıyorum. Kocaeli'nden kalkıp buraya gelmesi çok sevindirici. Telefonlar sürekli devam ediyor. Dünyanın her tarafından direnişi destekleyen telefonlar…
Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik İşçisi
Türkan Albayrak
0530 777 68 79
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder