3 Eylül 2010 Cuma

DİRENİŞİN 56. GÜNÜ

Değişen bir şey yok,direnişe devam. Sabah inşaatın ustalarından Salih Bey  ev böreği getirdi. Çok güzeldi,hafif bir börekti. Boğazıma ne kadar düşkünüm günlüğüm neredeyse yemekle dolu. Sabah 10 da CNN Türk’ten Sultan Annır aradı. Saat 17.30 da çekim için geleceklerini söylediler. Öğleden sonra iptal ettiler. Başbakanın Diyarbakır Mitingi nedeniyle,Pazartesi geleceklerini söylediler. Saat 11 de HaberTürk’ten Parantez programı için geleceklerini canlı yayın yapacaklarını söylediler söyledikleri gibi geldiler 4.20 de canlı yayındaydık. Televizyoncuların ilgisini Ece TEMELKURAN’a borçluyum. Teşekkürler Ece.
CHP kadın komüsyonundan bir bayan gelmişti imza masasına hastanede bir işi varmış uğramış. Neden gelmiyorlar, CHP dedim başka yöne çekilirmiş buraya gelmeleri. Neye çekilecek acaba onlar adalet,işsizliğe çözüm,taşerona son vereceklerini söylemiyorlar mı burada nasıl bir durum var acaba,buradaki durum taşeronlaşma sonucu işsiz kalan anayasa hakkı olan sendikalı olma hakkı için kapıya konmuş bir işçinin direniş çadırı değil mi ?
Bu akşam elli altı gün sonra yemek yaptım. Küçük tüpte hazır şehriyeli tavuk çorbası  güzel olmuştu,salatamızda vardı. Direnişte gün böyle geçti…

DİRENİŞİN 55. GÜNÜ

Bugün hava daha sıcak. Yine de üşüyoruz. Haber Türk gazetesini alıyoruz sabah ilk işimiz. Ece TEMELKURAN haberi yapmış. Her birimiz kendimizi arıyoruz resimde. Haber yazısı da çok güzel olmuş. Teşekkürler Ece TEMELKURAN: sizler gibi yazarlar olmasa medyanın ele alınacak yanı yok.
Yine başlamış bizim idare; fazlamız var, yılbaşında işçi atacağız, söylemine. Babasının işleri ya, başbakan başhekime madalya takacak, işçiyi ne kadar fazla ezerse. Ramazan’da, bayrama yakın 600 Lira maaş alan işçiye söylenecek söz mü; yılbaşında ihalede işçi atacağız, demek. İftar sofralarını yoksula kurmuyor musunuz siz, nedir bu yoksula olan düşmanlığınız? Din sömürücüleri. Bir yanda biz yoksulun yanındayız, deyip poşet poşet yardım, iftar sofraları, .ir yanda ekmeğiyle tehdit ettiğiniz taşeron işçileri.
Seçim arabalarınız önümden geçiyor, “daha çok iş, daha çok ekmek, daha çok özgürlük için, evet deyin” diyerek bağırıyor. Beni görmüyor mu seçim arabanız? Sizin iktidarınız döneminde daha çok işsiz daha çok aç, daha çok zulüm olduğunu bilmiyor mu bu halk, sanırsınız?
Akşam oluyor. Direniş çadırında 55. gün bitiyor. Değişen bir şey yok. Direnişe devam. Ramazan da olsa, bayram da olsa; yağmur, kar, fırtına da olsa devam direnişe…

Hiç yorum yok: