Türkân, yetmiş gündür çadırda
Yaz boyu O'nu izledim.
Kararlılığını, direnişini, sabrını.
Hastane bahçesindeki çadırını birkaç gün sonra kaldırır, gücü tükenir sandım.
Yanıldım.
Önceki gün bahçedeki eylem masasına oturdum. Çayını içtim.
Kendisini dinledim.
Türkân Albayrak'tan bahsediyorum.
İşine geri dönebilmek için gece gündüz hastane bahçesinde direnen, bütün kadınlara direnç aşılayan bu yiğit kadından.
Türkân, temizlik işçisi.
Sendikaya üye olduğu için işten atıldı.
Paşabahçe Devlet Hastanesi önünde 8 Temmuz'dan beri tek başına direniyor.
Evine gitmiyor.
Çadırında yatağı.
Tek konforu, bahçedeki bir masada çaydanlığı.
İnsanlar ilgileniyorlar, gidip yanına konuşuyorlar, destek imzaları veriyorlar.
Havalar iyice soğudu, eyleme devam mı diyorum.
Sırtında, "işimi geri istiyorum" gömleği, hüzünlü ama umut dolu gözleri ile "devam" diyor.
Emekçi ellerine bakarak o baskı kaldırmaz yüreğini açıyor.
92 den beri çeşitli işlerde çalışır. Konfeksiyon işçiliği, taşeron temizlik şirketlerinde temizlik işçiliği.
Başına gelmeyen kalmaz. Sigorta istediği için işten atılır.
Başka bir yerde sendikal çalışma yapması başını ağrıtır.
Türk Telekom'da temizlik işçisi olarak çalışırken de köle düzene başkaldırır:
"Arkadaşlarınla konuşmak yasak, çay içmek yasak, yemek saati dışında bulunduğumuz kattan ayrılmak yasak. Temizlik şefi sürekli işçilere hakaret ediyor, aşağılıyor. Asgari ücretle çalışan işçilere sigarasını aldırıyor, onlardan avanta alıyor. Sesini çıkartanı işten atıyor. Kadınlara cinsel tacizde bulunuyor. Evlerine kadar rahatsız ediyor. Olmadık işlere sürüyor, küçük düşürüyor."
Bu koşullara dayanamayan Türkân, müdür yardımcısına şikâyet ediyor. Kadın işçilere sahip çıkan Türk Telekom Gayrettepe Müdür Yardımcısı da işten atılıyor.
2006 da Paşabahçe Devlet Hastanesi'nde temizlik işçisi olarak işe başlar. Burada da yapılan haksızlıklara karşı çıkar.
Hastanede sendikal mücadele başlattığı için, başhekim yardımcısı tarafından "çöpçüler"diye aşağılanır.
Müdür yardımcılarının işten atma tehditleri ile karşılaşır.
Başhemşire ise kadın olduğu halde, bütün kadın işçileri fuhuş yapmakla suçlayan bir konuşma yaparak onları rencide eder.
Sağlık -İş sendika başkanı, Türkân'ı terörist ilan eder.
İşten atılır.
Tek kişilik direnişini hastane bahçesinde sürdürür.
Polis ve zabıtalar üç kez çadırını kaldırma girişiminde bulunur.
Türkân'ı yerlerde sürüklerler.
Çadırına, döviz ve pankartlarına, suyuna el koyarlar.
"Çadırımı alsanız da kilim üzerinde otururum" der.
Türkân'ı dinledim ama acaba çalışma arkadaşları O'nun için ne demekte idiler.
Temizlik işçisi kadınlar, Türkân için; "İşinde gücünde bir kadın. Hakkını aradığı için, fahişelik ve teröristlik yaftası ile suçlandı. Onu çok sevdiğimiz halde, yanına gitmeye korkuyoruz. Kamera ile izleniyorsunuz, siz de işinizi kaybedersiniz diye tehdit etmekteler. Kadın olarak O'nu destekliyoruz. O mücadelesini kazanırsa bizleri de işten atmaları kolay olmayacak."
Ben Türkân'ın yerinde olsam bu yapılanlara karşı, sonuna kadar direnirim.
İnsanca yaşama hakkı; herkesin oluncaya kadar mücadele sürmelidir.
17 Eylül 2010
Milli Gazete
Mine Alpay Gün
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder