13 Eylül 2010 Pazartesi

61.62.63.64...direniş devam ediyor

DİRENİŞİN 64. GÜNÜ

Bayramın 3. günü bu sabahın diğer sabahlardan bir farkı yok. benim ve direnişin durumunda bir fark yok. İş arkadaşlarım bayram mesaisine gelmişlerdi. Birlikte çayımızı içtik, dertleştik. bayramda neler yaptığımızdan bahsettik. İş arkadaşlarım benim için çok değerli. Beş yılımı onlarla geçirdim. Birlikte güldük birlikte ağladık birlikte kızdık birlikte yorulduk    birlikte yemek yedik birlikte dinlendik. Onları önemsiyor ve hep onları düşünüyorum.
Bayram ziyaretçilerim günboyu sürdü. Çanakkale'den bile misafirim vardı. Mesajlar telefonlar  günboyu sürdü. Cezmi Ersöz gelecekti. Büyük bir heyecanla bekliyordum ki bulamadığından ve direniş çadırını ararken yorulduğundan geri döndüğünü öğrendim. Üzüldüm hem onu görememekten hemde  ararken yorulup geri dönmesi beni üzdü. Hafta içi birgün uğrayacağını söyledi. Kendisini herzaman  bekliyoruz direniş çadırına...
Heyecanla beklediğim diğer konuğum Yasemin Göksu geldi. Arkadaşlarıyla ve eşiyle birlikte söylediği saatte burdaydılar. Sanatçıların yazarların direniş çadırını ziyaret etmesi ve direnişi sahiplenilmesi önemli, bu kamuoyunu harekete geçiriyor ve direnişi güçlendiriyor. Benim dışında tersane işçi olan ve işten atılıp direnen Zeynel arkadaşın ve UPS işçilerininde ziyaret edilmesi üzerine d konuştuk.
Yasemin Göksu şunu sayledi :" Herkesin birgün yardıma ihtiyacı olabilir. Bu ülkede kimsenin garantisi yok. Bir şekilde mağdur olabiliriz. Bu nedenle bu tür toplumsal olaylarda dayanışmamızı göstermeliyiz". Kendisyle sohbet etmek güzeldi. Sesini direniş çadırında dinlemek benim için önemliydi ve büyük bir moraldi. Oğlu rahatsız olmsaydı bu gece  nöbete kalacaktı. Uyku tulumunu bile getirmişti.  Ben onu nöbete kalmış kabul ediyorum önemli olan niyet. Teşekkürler Yasemin Göksu ve kendisne eşlik edip gelen diğer dostlar...Tekrar sesinizi bu çadırda yükselmesi dileğiyle.
64. günüde bitirdim. Direnişte birgün daha geçti. Hergün birşeyler öğretiyor, hergün yeni kazanımlar katıyor direnişe...

DİRENİŞİN 63. GÜNÜ

Bayramın 2. günü. Bayram misafirleri gelmeye başlar diye hazırlık yapmalıyım, deyip kalktım. Yalnızca evde iş olmuyor. Çadırda da iş yok.
Sabah 10’da ÇHD beş kişilik bir grupla geldi. İçlerinde avukatım ve kızları da vardı. Börek ve tatlı yapmış avukatım. Bu kadar becerikli bir avukat azdır.
Avukatların ardından Genel-iş sendikası Genel Başkanı Erol Ekici’nin de aralarında olduğu Devrimci İşçi Hareketi bayramlaşmaya geldiler. 
Gün boyu bayramlaşmaya gelenler devam etti. Anadolu yakasından, televizyondan görüp gelenler oldu. Tekel mağduru bir işçi de gelmişti.
Bayram havası ikinci gün de devam etti. İnsanlar güzel kıyafetlerini giymişler, birbirlerine güzel sözler ediyorlar. Birkaç gün de olsa yaşamın zorluklarından kaçıyorlar…
Cumhuriyet muhabiri geldi. Bayramla ilgili duygularımı bayramda burada yaşananları sordu, anlattım…
Bayramın ikinci günü de bitiyor. Hava soğudu çok esiyor bugün. Yazmakta zorlanıyorum. Baştan koymuştuk, kar fırtına da olsa direnişe devam kazanıncaya kadar…

DİRENİŞTE 62. GÜN
Bayram sabahı kahvaltı hazırlığına başlıyoruz. Paşabahçe Kültür ve Dayanışma Derneği'nin üyeleriyle. Saat 9 olmadan Devrimci İşçi Hareketi de elleri kolları dolu geliyor, kahvaltılıklar getirmişler. Bir de bana bayram hediyesi almışlar. Morlu lacivertli bir buluz. Moru bizim önlüklerin rengi.Teşekürler Devrimci İşçi Hareketi.
Kahvaltımızda bir kuşsütü eksikti diyebilirim. Yağda yumurta yedim, uzun zamandır yememiştim. Sigara böreği kızarttık. Gazi Mahallesi'nden yaprak sarma,kek ve peynirimiz; TAYAD'lılardan poğaça ve mutfak malzemelerimiz, peynir ve haşhaşlı ekmek; Tokatköy'den revani; Paşabahçe Kültür Derneği'nden kahvaltının çayı, peynir-zeytin, domates salatalık. Eşim ve oğlum da geldi. Önce yirmi kişiyle başladığımız kahvaltımızda sayı sonra arttı. Bayram sabahlarım bu günkü kadar hiç böyle güzel olmadı.
Saat 10'a doğru sürekli ziyarete gelen Faik Başaran hoca ve eşi geldi. Çadırda çektiği üç fotoğrafı büyütüp getirmiş. Saldırıdan sonraki yaptığım basın açıklamasının fotoğrafı, Ece Temelkuran'la çadırın içindeki otururken çekilen fotoğraf ve eşimle birlikte çektiği fotoğraf. Teşekürler Faik Hoca gazel bir bayram hediyesiydi.

Yine Faik Hoca'nın öğrencisi Nurçehre Elver ikinci kez geldi; börekleri, keki ve fotoğraf makinesiyle saat dörde kadar buradaydı.
Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği üyeleri beş kişilik gurup olarak geldiler bayram ziyaretime.
Basından Fox TV, Etkin Haber Ajansı röportaj yapmak için geldiler. Bilgi Beykoz bayramlaşmak için geldi. Milli Gazete'den de Mine Alpay Gün hastaneye geldiğinde görüp uğradı, Salı günü köşesinde yazabileceğini söyledi.
Gün boyu Beykoz halkı bayramlaşmaya geldi. Epey bir gelen oldu. Hastane çalışanları diğer günlere göre daha cesaretle geldiler, bayramlaştılar.
Telefonlardan bahsedeyim. Annemi, kayınvalidemi arayıp bayramlarını kutladım. Çok özlemişim ikisini de. Seslerini duyunca daha fazla hissediyorum özlemimi.
Dersim Haklar Derneği'nden ve Fransa'dan arayarak bayramımı kutladılar.
Cezmi Ersöz aradı. Bayramın üçüncü günü saat 14.00 - 15.00 gibi ziyarete geleceğini söyledi.
Fox TV'de yayınlanan haberi izeyince burada olduğumu öğrenen akraba ve arkadaşlarım da aradı.
Direnişte bayramın birinci gününde akşam oluyor. Hava serinledi. Gençler, Grup Yorum'un konserine gidiyor. Birkaç kişi kaldık direniş çadırında. Bayram gecesi direniş çadırındayız, bayramlar herkes için bayram olsun diye.


DİRENİŞTE 61. GÜN
Direniş çadırında, Arife günü geçireceğim. Paşabahçe Devlik Hastanesi'nde işe başlarken zorluklar oldu
, ama arefe günü çadırda olacağım  hiç aklıma gelmezdi. kimin aklına gelir ki. Çadırda olmasaydım
bugün nasıl yorulacağımı düşünüyorum. 
işten eve giderken alışveriş  yapacaktım, eve gidip temizlik - yemek yapacaktım. Saat en az 02.00'a kadar uğraşacaktım. Ve 
yorulacaktım. Tatlı bir yorgunluk olacaktı. 
Saat 10.30'da Knal B geldi. Çekim yaptılar, umarım yayınlamışlardır. Daha sonra, NTV geldi. onlar da kısa bir çekim yaptı. haberlirde
yayınlayacaklarmış. Oturma eylemi sırasında geldi NTV. Oturma eyleminde 35 kişi vardı. Yeni katılımlar ve geç kalanlar vardı. Trafiği 
ayarlayamıyor gelenler. 
Keyfim yok bugün. Arife günü olmasından kaynaklı olmalı. Bayramlar beni hüzünlendiriyor. Sevdiklerimi kaybetmeye başladığımdan bu yana.
Babamı kaybettiğimde, bir dah bayramlarda anneme gitmeyi ihmal etmeyeceğim, demiştim. Ama olmadı anne, bu bayramda gelemiyorum. Bu 
bayramda da çocuklarının üçü gelemeyecek, yollara bakma. Yanındaki iki çocuğunla avun, bu bayramda.
Arefe günü bitmek üzere. Son iftar yemeğimizde anne-kız konuğumuz vardı. İkinci kez gelmişti, Ayşe ve kızı Gülay. Ayşe tesadüfen Okmeydanı'nın 
yaramaz çocuklarından duymuş. Bir ay önce Kavacık otobüsünü beklerken, direniş çadırının yanına gelmişti. Tutuk tutuktu o gün. Niçin konuşmuyorsun, 
diye sormuştum. Şaşırmıştı bu çadırda kadın olarak burda olmama. Bu gelişinde alışmış galiba. Epey bi sohbet ettik. Tek başına üç çocukla yaşam
mücadelesi veriyor. İşten çıkarılmış birkaç gün önce, kalan maaşını alamamış. Sigortası  çalıştığı sürece yatırılmamış...
61. gün de bitti. Yarın bayram. Direnişte bayram nasıl olacak yarın göreceğiz...
--

Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik İşçisi

Türkan Albayrak

0530 777 68 79


pasabahcedirenisi.blogspot.com

Hiç yorum yok: