24 Eylül 2010 Cuma

DİRENİŞİN 76. GÜNÜ...

Değişen bir şey yok. Gelen giden oldu Beykoz halkından. Onlarla konuşmak, doğru yolda olduğumu pekiştirdi. Tunceli’den Nehir öğretmenden gelen telefon beni hem onurlandırdı, hem utandırdı. Yapılması gereken bir eylemi yaptım ben. Arayan ve gelenler beni övünce utanıyorum. Çok büyük bir şey yapmadım, beni övmeyin. Yapılması gerekeni yaptım.

Mektup geldi Tekirdağ F Tipi Hapishanesi’nden. Adres: “Paşabahçe Devlet Hastanesi Direniş Çadırı Önü Beykoz-İSTANBUL” Erkan Sönmez’in yazdığı mektupla birlikte, içinde, usta ressamlar tarafından çizilmiş resmimin olduğu bir çerçeve de göndermişler. Ne kadar üretkensiniz. Ne sabırlısınız. Hayranım sizlere, olanaksızlıklar içindeki yaratıcılığınıza.

Şöyle diyor Erkan Sönmez: “Cam işçilerini tasfiye ettiler, elli yıllık direniş mahallesinden. Ancak Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinin onurlu saflarını hiçbir zaman tasfiye edemez, unutturamazlar. Paşabahçeli, bir şekilde kendisini ifade eder, hissettirir…” Başka söze gerek bırakmıyor Erkan.

Akşam oldu. Bugün de bitiyor. Daha fazla konuk geliyor Beykoz’dan. Sonbaharla birlikte, okulların açılmasıyla döndü Beykozlular. Sahip çıkıyorlar o eskide kalmış görünen direniş mahallesi geleneğiyle…



--
Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik İşçisi
Türkan Albayrak 



0530 777 68 79
pasabahcedirenisi.blogspot.com

Hiç yorum yok: