17 Eylül 2010 Cuma

DİRENİŞİN 66. GÜNÜ…

Bayramın ertesi. Sabah uyanma saatim uzuyor. Yediden önce kalkamıyorum. Uyanınca artık her tarafım tutulmuş oluyor. Sonbahar’ın nemi yapıyor galiba. Kemiklerim de yaşlanıyor. Halam geldi aklıma. Bize şöyle derdi; “siz beni yaşlı kabul edip sohbet etmiyorsunuz ama ben kendimi hiç 50 yaşında görmedim, hep 18 yaşındayım gibi hissediyorum.” Halamın dediği doğruymuş, insanın vücudu yaşlanıyor ama kendi yaşlanmıyor…

Bugün imza masamıza ilgi her günden daha fazla. Hem bayram sonrası olması, hem de buranın pazarı olması nedeniyle hastane bahçesi kalabalık. Bol bol ziyaretçimiz var. Hava yağmursuz ve güneşli, dünün acısını biz de çıkarıyoruz.

Akşamüstü konuklarımız geliyor. Tunceli Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi Kızılca Yürür geldi. Ülkemizin sularının yok olmaması için oluşturulmuş Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu’nda yer alıyormuş. 

HSGGP üyesi Mesiha Fidan ve Tüm Bel-Sen Kadıköy Şubesi üyesi iki arkadaşı ziyarete geldi. Üçüncü kez geliyor Mesiha, nöbete de geleceğini söyledi…

İstanbul’da ilk arkadaşım olan Gülümser aradı. Televizyonda görmüş. Telefonla konuşuyorduk ama direnişte olduğumu söylemiyordum, ağlar sızlar diye. Televizyonda görünce ağlaması geçmiş, arıyor ihtiyaçlarımı soruyor. Gülümser, adı gibidir, içi kan ağlasa da kapıyı açınca gülümser.

66. gün de bitti. Direniş çadırı, bol bol düşünmek ve üretmek için iyi bir yer oldu benim için. Dostlarımı gözden geçirmeme, insanları tanıdığımı iddia etmeme rağmen tanımış olmadığıma, hala öğrenecek çok şey olduğuna karar veriyorum her geçen gün…

Yarın  oturma eylemi var. Bugünden herkesi davet ediyorum...




Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik İşçisi
Türkan Albayrak


0530 777 68 79
pasabahcedirenisi.blogspot.com

Hiç yorum yok: