3 Ağustos 2010 Salı

HAKSIZ YERE ISTEN ATILDIGIM IÇIN
DIRENIYORUM!


2005 yılında sendikal çalısmalar yaptıgım için Türk Telekom Basmüdürlügü
Gayrettepe'de is yapan Öncü A.S. tarafından isten atıldım.
Ise dönüs kararıyla 07 Ocak 2006 tarihinde Pasabahçe Devlet Hastanesi'nde
ise tekrar basladım.
Hastane'de 2010 Mart yasal hakkımız olan sendikal örgütlenmeyi
baslattık. Sendikal çalısmayla birlikte bizlere yönelik baskı tehditler de
basladı.
Sendikaya üye oldugumuzu ögrenen taseron sirket PIRAMIT LTD.
STI. bizleri sözlesme imzalatmaya zorlamaya basladı. Bu zorlamaya
Bashekimlik, Bashemsirelik, Müdürler ve ne yazık ki üye oldugumuz
Türk-Is'e baglı Saglık-Is Sendikası da katıldı.
Özellikle Bashekim Yardımcısı Yasar Çelik'e, bizlere yapılan baskı
tehditleri bildirmek istedigimizde bize "siz kimsiniz çöpçüler, temizlikçiler,
kapıya atsam sizi bir sürü issiz var, sizi isten atarım" dedi ve bizleri
kovdu. Biz de yasadıgımız sorunları yazarak Çalısma ve Bölge
Müdürlügü'ne dilekçeyle basvurduk. Ardından sürekli olarak isten atılma,
maaslarımızı yatırmama gibi birçok sekilde tehditlerle karsı karsıya
kaldık. Bu baskı ve tehditlerin en kötüsü ve onur kırıcı olanı da,
Bashemsire Yardımcısı Aylin Karamemisoglu'nun kadın isçilerle yaptıgı
toplantı oldu. Kadınları asagılayan, bütün kadın isçileri fuhus yapmakla
suçlayan bir konusma yaptı. Erkek isçilerle konusmamızı yasakladı.
Müdür yardımcıları Mehmet Can ve Halis Demir, 13 Nisan'dan bugüne
degin haftanın her Cuma günü bizi isten atmakla tehdit etti. Polikliniklerde
tüm çalısanların oldugu bir anda "seni Cuma günü isten atacagız"
diyerek tehditler savurdu. Isimle tehdit edildim.
Sendikamızın sube baskanı Ali Tepeci, önce "sözlesmeyi imzalamayın" deyip daha sonra Idare ve Taseron sirketle bir olup, toplantı düzenleyip
isçilerin içinde beni yönetime hedef gösterdi. Bana "sen kim
oluyorsun benim sendikamın isleyisiyle ilgili arastırma ve elestiri yapıyorsun,
bölücü, terörist" dedi. Sendikanın isçiyi satısıyla beraber baskılar
iyice arttı.
Aracın toplamaya zorlandıgı hurdaları insan gücüyle attırmaya, insanların
sinir krizleri geçirmesine neden oldular. Her seyimize karısılmaya,
çay içmemize, sigara içmemize, su içmemize hatta tuvalete gitmemize
karısmaya baslandı. Hastane çalısanlarını bile taseron isçilerinin
üzerine saldılar.
Gelinen son noktada ise "verilen isi yapmama" gerekçesiyle 25 Haziran
2010 tarihinde isten çıkartıldıgım ve 14 günlük is arama iznimin oldugunu
söylediler. Oysa gerçek bu degil. Isçisinden, memuruna, doktorundan,
hemsiresine kadar toplanan imzalarda onların yalanını ortaya
çıkarmaktadır.
Isçiler, kendileri isten çıkıp gitsin diye oradan oraya sürülüyor, hastane
dısında islere, farenin bile girmeyecegi yerlere temizlige, bel fıtıgından,
diz agrısından, sekeri olan hasta isçileri yük tasımaya, merdiven
dayayıp çıkılacak yerleri silmeye, asagılayıcı konusmalar yapmaya,
isçiyi birbirine düsürecek dedikodulara devam edilmekte. Tüm bunların
nedeni ise birlikte hareket etme, haklarımız için sendikaya üye olma
ve mücadele etmemizdir. Buna tahamül edilmedigi için de yukarıda
ifade ettigim sorunlarla karsı karsıya kalıyoruz. Amaç bizleri yıldırmak.
Haksız bir sekilde isten atıldım ve 9 Temmuz’dan itibaren hastane
bahçesinde direnmeye basladım. Hakkımı alana kadar da mücadeleme
devem edecegim.
 
ISÇIYIZ HAKLIYIZ KAZANACAGIZ!
PASABAHÇE DEVLET HASTANESI TEMIZLIK ISÇISI
TÜRKAN ALBAYRAK

 

Hiç yorum yok: